31 Ekim 2018 Çarşamba
Dünya Diyabet Günü
1921 yılında insülini bularak diabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig'in doğum yıl dönümü anısına, her yıl 14 Kasım'da Dünya Diyabet Günü düzenlenerek, çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.
Diyabet, ülkemizde görülme sıklığı giderek artan, ciddi organ kayıplarına yol açan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Diyabetli bireylerin yaşam kalitelerinin arttırılması, beslenme, egzersiz, tıbbi tedavi ve eğitimden oluşan dört temel faktörde mümkün olmaktadır.
Diyabet hastalığını önlemek, onu kontrol altına almanın ilk adımıdır. Ülkemizde önemli oranda hastalık yükü oluşturan bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında diyabet ve komplikasyonları önemli bir yer tutmakta olup; müdahale edilmezse değişen yaşam tarzları sebebiyle bu yükün yakın gelecekte hızla artması beklenmektedir.
Yaşam tarzı değişiklikleri ile 2040 yılına kadar 160 milyon diyabetin geciktirebileceği veya önlenebileceği öngörülmektedir. Birçok ülkede sağlıksız beslenme ve fiziksel olarak aktif olmayan yaşam tarzı, çocuk ve gençlerde de tip 2 diyabet görülme riskini küresel halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Küresel sağlık harcamalarının %12’si, yetişkin diyabetli bireyler için harcanmaktadır.
Diyabet hastalığı, vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesi veya vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Diyabet kronik bir hastalık olup hayat boyu tedavi gerektirir.
En basit teşhis bir damla kan ile yapılabilen açlık kan şekeri ölçümüdür.
Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan, hareketsiz yaşayan, sağlıksız beslenen ve vücut ağırlığı fazla olan kişiler diyabet hastalığı açısından risk grubunu oluşturmaktadır. Hastalığın belirtileri; sık idrara çıkma, ağırlık kaybı, halsizlik ve aşırı susama hissidir.
2015 yılında 415 milyon yetişkin diyabetli sayısının 2040 yılında 642 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Buna göre 2040 yılında her 10 yetişkinden birinin diyabetli olacağı tahmin edilmektedir.
Diyabetli her iki kişiden birinin tanı almadığı bilinmektedir. Bu durum kişileri sakatlık ve erken ölüme neden olan komplikasyonlara karşı elverişli hale getirmektedir. Diyabette tanının gecikmesi demek, tip 2 diyabetli bireylerin komplikasyonlardan en az biri ile karşılaşması anlamına gelir.
Birçok ülkede diyabet körlük, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve alt ekstremite(ayak-bacak) ampütasyonunun(kayıp) en önemli nedenidir. Optimal sağlığı sağlamak için diyabetin etkin yönetiminde en önemli nokta; diyabet komplikasyonlarının taranmasıdır. Hastalıktan korunmak için; hareketimizi arttırmak, spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve hastalığa dair belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu hale gelen diyabetin önlenmesi ve kontrolü amacıyla Bakanlığımızca “Türkiye Diyabet Programı” yürütülmektedir. Bu kapsamda diyabet hakkında farkındalığın arttırılması ve öneminin vurgulanması amacıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da 14 Kasım “Diyabet Günü” etkinlikleri İlimizde de Uluslararası Diyabet Federasyonunun belirlediği slogan “Diyabette Gözler” ile, tema olarak ise diyabetin erken tanısı için taramanın önemi ve erken tanı ile komplikasyon risklerini azaltmaktır” ile gerçekleştirilecektir.
Unutulmamalıdır ki; hastalıktan korunmanın en önemli şartı, hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır.
Diyabet, ülkemizde görülme sıklığı giderek artan, ciddi organ kayıplarına yol açan ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Diyabetli bireylerin yaşam kalitelerinin arttırılması, beslenme, egzersiz, tıbbi tedavi ve eğitimden oluşan dört temel faktörde mümkün olmaktadır.
Diyabet hastalığını önlemek, onu kontrol altına almanın ilk adımıdır. Ülkemizde önemli oranda hastalık yükü oluşturan bulaşıcı olmayan hastalıklar arasında diyabet ve komplikasyonları önemli bir yer tutmakta olup; müdahale edilmezse değişen yaşam tarzları sebebiyle bu yükün yakın gelecekte hızla artması beklenmektedir.
Yaşam tarzı değişiklikleri ile 2040 yılına kadar 160 milyon diyabetin geciktirebileceği veya önlenebileceği öngörülmektedir. Birçok ülkede sağlıksız beslenme ve fiziksel olarak aktif olmayan yaşam tarzı, çocuk ve gençlerde de tip 2 diyabet görülme riskini küresel halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Küresel sağlık harcamalarının %12’si, yetişkin diyabetli bireyler için harcanmaktadır.
Diyabet hastalığı, vücudumuzda insülin hormonunun hiç üretilememesi veya vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilememesi, ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Diyabet kronik bir hastalık olup hayat boyu tedavi gerektirir.
En basit teşhis bir damla kan ile yapılabilen açlık kan şekeri ölçümüdür.
Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan, hareketsiz yaşayan, sağlıksız beslenen ve vücut ağırlığı fazla olan kişiler diyabet hastalığı açısından risk grubunu oluşturmaktadır. Hastalığın belirtileri; sık idrara çıkma, ağırlık kaybı, halsizlik ve aşırı susama hissidir.
2015 yılında 415 milyon yetişkin diyabetli sayısının 2040 yılında 642 milyona çıkacağı tahmin edilmektedir. Buna göre 2040 yılında her 10 yetişkinden birinin diyabetli olacağı tahmin edilmektedir.
Diyabetli her iki kişiden birinin tanı almadığı bilinmektedir. Bu durum kişileri sakatlık ve erken ölüme neden olan komplikasyonlara karşı elverişli hale getirmektedir. Diyabette tanının gecikmesi demek, tip 2 diyabetli bireylerin komplikasyonlardan en az biri ile karşılaşması anlamına gelir.
Birçok ülkede diyabet körlük, kalp damar hastalıkları, böbrek yetmezliği ve alt ekstremite(ayak-bacak) ampütasyonunun(kayıp) en önemli nedenidir. Optimal sağlığı sağlamak için diyabetin etkin yönetiminde en önemli nokta; diyabet komplikasyonlarının taranmasıdır. Hastalıktan korunmak için; hareketimizi arttırmak, spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve hastalığa dair belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu hale gelen diyabetin önlenmesi ve kontrolü amacıyla Bakanlığımızca “Türkiye Diyabet Programı” yürütülmektedir. Bu kapsamda diyabet hakkında farkındalığın arttırılması ve öneminin vurgulanması amacıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da 14 Kasım “Diyabet Günü” etkinlikleri İlimizde de Uluslararası Diyabet Federasyonunun belirlediği slogan “Diyabette Gözler” ile, tema olarak ise diyabetin erken tanısı için taramanın önemi ve erken tanı ile komplikasyon risklerini azaltmaktır” ile gerçekleştirilecektir.
Unutulmamalıdır ki; hastalıktan korunmanın en önemli şartı, hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır.
14 Eylül 2018 Cuma
HALK SAĞLIĞI HAFTASI
Halk sağlığı haftası 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlandı.
Ülkemizde her yıl “Halk Sağlığı Haftası” kapsamında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve hastalıkların önlenmesi amacıyla çalışmalarımız etkin bir şekilde devam etmekte olup tarafımızca düzenlenen sağlık eğitimleri ve etkinliklerle de toplumsal bilincin ve sağlık okuryazarlığının arttırılması amaçlanmaktadır.
Halk sağlığı haftası etkinlikleri kapsamında tüm ilçelerimizde ilçe sağlık müdürlüklerimiz tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenmiş, gerek sağlık personeline gerekse vatandaşlarımıza yönelik sağlık eğitimleri düzenlenerek bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır.
İlimizde hizmet vermekte olan 8 sağlıklı yaşam aracımız ile vatandaşlarımıza sunulmakta olan sağlık hizmetleri ve bu hizmetlere erişim ile ilgili detaylı bilgilendirme yapılmış, başta Sağlıklı Yaşam Araçlarımız, KETEM’lerimiz, Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz olmak üzere sağlık tesislerimizde Genel Müdürlüğümüz tarafından oluşturulan Halk Sağlığı Hizmetleri Bilgi notunun vatandaşlarımıza ulaştırılması sağlanmıştır.
Ülkemizde her yıl “Halk Sağlığı Haftası” kapsamında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve hastalıkların önlenmesi amacıyla çalışmalarımız etkin bir şekilde devam etmekte olup tarafımızca düzenlenen sağlık eğitimleri ve etkinliklerle de toplumsal bilincin ve sağlık okuryazarlığının arttırılması amaçlanmaktadır.
Halk sağlığı haftası etkinlikleri kapsamında tüm ilçelerimizde ilçe sağlık müdürlüklerimiz tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenmiş, gerek sağlık personeline gerekse vatandaşlarımıza yönelik sağlık eğitimleri düzenlenerek bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır.
İlimizde hizmet vermekte olan 8 sağlıklı yaşam aracımız ile vatandaşlarımıza sunulmakta olan sağlık hizmetleri ve bu hizmetlere erişim ile ilgili detaylı bilgilendirme yapılmış, başta Sağlıklı Yaşam Araçlarımız, KETEM’lerimiz, Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz olmak üzere sağlık tesislerimizde Genel Müdürlüğümüz tarafından oluşturulan Halk Sağlığı Hizmetleri Bilgi notunun vatandaşlarımıza ulaştırılması sağlanmıştır.
31 Temmuz 2018 Salı
28 Temmuz Dünya Hepatit Günü Kayıp Milyonları Bulalım!
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olarak gösterilen viral hepatitlere bağlı sorunlar nedeniyle her yıl yaklaşık bir milyon 340 bin kişi yaşamını kaybediyor.
https://www.haberler.com/28-temmuz-dunya-hepatit-gunu-kayip-milyonlari-11092883-haberi/
24 Temmuz 2018 Salı
Prostat hastalıkların anatomisine baktığımız zaman esas olarak idrar kanalının içinden geçtiğini görüyoruz ve prostat hastalıkları idrar kanalını yavaş yavaş sıkıştırıp esas yaptığı işeme şikayetlerini ortaya çıkarıyor. Bu tıkanıklık ileri evrede olduğu zaman idrar torbası boşalamayabilir, boşalamadığı zaman böbreklerle ilgili sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bir diğer sorun ise enfeksiyonların artmasıdır. İçerisi tam boşalmadığı zaman orada mikropların üremesi için bir ortam oluşur. Mikropların üremesi ise kişide enfeksiyonlara sebep olur. Bir başka durum ise idrar torbasının içinde idrar birikimindeki maddelere bağlı olarak taş oluşmasıdır. İdrar yollarında kanamalara yol açabilir. Ciddi olarak kişinin yaşam kalitesini etkileyecek ağrı, sızı, genel durum bozukluğu gibi hadiselere yol açabilir. Bunları genel prostat büyümesi için konuşuyoruz prostat kanseri biraz daha farklı. Prostat kanseri önce lenf bezlerine, oradan da kemiklere sıçrayabilen bir kanserdir. Kemiklere sıçradığı anda ciddi kemik ağrıları, kemik kırılmaları vs. karşımıza gelebilir.
prof.dr.halukkulaksizoglu
24 Nisan 2018 Salı
"HER 3 MİLYON ÇOCUĞUN HAYATI AŞI SAYESİNDE KURTULUYOR."
http://www.trthaber.com/haber/saglik/her-yil-3-milyon-cocugun-hayati-asi-sayesinde-kurtuluyor-362341.html
http://www.trthaber.com/haber/saglik/her-yil-3-milyon-cocugun-hayati-asi-sayesinde-kurtuluyor-362341.html
28 Şubat 2018 Çarşamba
Ülkemizde her yıl 18-24 Mart tarihleri arası "YAŞLILARA SAYGI HAFTASI" olarak kutlanmaktadır.
"Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır."
Unutmayın ki bir gün herkes yaşlanacaktır.
Büyük Atatürk ne demiştir "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."
Bu duygularla ekip olarak tüm büyüklerimizin Yaşlılar Haftasını kutluyor, minnet ve şükran duygularımızla yaşam sevinçlerinin hiç kaybolmadığı sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyor, sevgi ve saygılar sunuyoruz.
"Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır."
Unutmayın ki bir gün herkes yaşlanacaktır.
Büyük Atatürk ne demiştir "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."
Bu duygularla ekip olarak tüm büyüklerimizin Yaşlılar Haftasını kutluyor, minnet ve şükran duygularımızla yaşam sevinçlerinin hiç kaybolmadığı sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyor, sevgi ve saygılar sunuyoruz.
26 Şubat 2018 Pazartesi
TARAMANI YAPTIR,KANSERDEN KORKMA!
ASM'MİZDE KOLON KANSERİ İÇİN GAİATADA GİZLİ KAN TESTİ YAPILMAKTADIR.
KOLON KANSERİNİN 5 BELİRTİSİ
Her 15-20 kişiden birinin yaşamı süresince kolon kanseri ile karşılaştığını belirten Prof. Dr. Murat Saruç, kolon kanserinin kalın bağırsakta ortaya çıkan ve polip olarak adlandırılan çıkıntıların bağırsak içinde büyümesi sonrası kansere dönüşmesiyle ortaya çıktığını vurguluyor. Polipler 7 -10 yıllık sürede büyüyüp kansere dönüşebilirken, bu sürede çoğunlukla hiçbir belirti vermiyor. Prof. Dr. Murat Saruç, oldukça ilerlemiş olan kalın bağırsak kanserlerinde ise dışkıda kan görülmesi, dışkılama alışkanlığında değişiklik, karın ağrıları, kramplar ve kilo kaybı gözlenebildiğini söylüyor.
23 Şubat 2018 Cuma
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR!
Kanser hastalığı konusunda halkın bilinçlendirilmesi için 1-7 Nisan “Kanser Haftası” olarak belirlenmiştir. Kanser tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100'den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir. Kanser dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Kanser taraması, kanserlerin tedavisinin çok daha kolay ve etkili olabildiği erken evrelerde yakalanması için test ve muayene yapılmasıdır. Tarama yöntemleri hastalığın başlaması ile hastalığın görünür bir belirti verdiği ana kadar olan süreçte yapılır. Her kanser türü için etkin bir tarama yöntemi maalesef bulunmamaktadır. Ülkemizde kanser tarama hizmetleri etkinliği tüm dünyaca kabul edilmiş yöntemlerle, etkin olduğu kanser türlerine yönelik sürdürülmektedir. Halkın bilinçlendirilmesi ve kanser vakalarının erken evrelerde yakalanmasına yönelik tarama programları uygulayan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinin (KETEM) kanserle mücadele de rolleri oldukça önem arz etmektedir.
Kanser hastalığı konusunda halkın bilinçlendirilmesi için 1-7 Nisan “Kanser Haftası” olarak belirlenmiştir. Kanser tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Genel anlamda ise kanser vücudumuzun çeşitli bölgelerindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile oluşan 100'den fazla hastalık grubudur. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir. Kanser dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Kanser taraması, kanserlerin tedavisinin çok daha kolay ve etkili olabildiği erken evrelerde yakalanması için test ve muayene yapılmasıdır. Tarama yöntemleri hastalığın başlaması ile hastalığın görünür bir belirti verdiği ana kadar olan süreçte yapılır. Her kanser türü için etkin bir tarama yöntemi maalesef bulunmamaktadır. Ülkemizde kanser tarama hizmetleri etkinliği tüm dünyaca kabul edilmiş yöntemlerle, etkin olduğu kanser türlerine yönelik sürdürülmektedir. Halkın bilinçlendirilmesi ve kanser vakalarının erken evrelerde yakalanmasına yönelik tarama programları uygulayan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinin (KETEM) kanserle mücadele de rolleri oldukça önem arz etmektedir.
MART AYI KOLON KANSERİ FARKINDALIK AYI
Kolon Kanseri Nedenleri
Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir fakat oluşumunda etkili olan bazı çevresel ve genetik nedenler vardır. Kalıtsal etkenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri sıklığı daha fazladır. Gardner Sendromu ve Ailesel Polipozis hastalığı kalıtsal hastalıklardır ve sıklıkla kolon kanserine neden olmaktadır. Bunların dışında ülseratif kolit ve crohn hastalığı da kolon kanseri ihtimalini arttırır.
Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet kanser ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır.
Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
Beslenme, kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Batı tipi diyet kanser ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucu saptanmıştır.
Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde, bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır.
Kolon Kanseri Tanısı
Hastalığın tanısı günümüzde oldukça kolaydır. Kolonoskopi ile hastanın bütün kalın bağırsağı görüntülenir. Bu sırada, polip varsa alınır ve incelenir. Risk altındaki kişiler ve polip alınan kişiler kolonoskopi ile takip edilir. Doktorun gerekli gördüğü sıklıkta bu işlem tekrarlanır.
Diğer bir yöntem video görüntüleme ile yapılan sigmoidoskopidir. Kolonun alt bölgesinin incelenmesinde kullanılır. Ayrıca gaitada gizli kan araştırılır. Yani dışkıda kan arama yöntemi ile dışkıda saptanması zor olan az miktardaki kanamalar saptanır. Bunların dışında gerekirse bağırsaktan parça alınır ve incelenir.
22 Şubat 2018 Perşembe
Diyabet Nedir?
Şeker hastalığı; tıptaki adı ile Diabetes Mellitus kan şekerinin yükselmesi, idrarda şeker çıkmasıdır. Araştırmalara göre, Türkiye'de 20 yaş üzeri kişilerin %13,7’sinde diyabet bulunmaktadır.1
Diyabetin çeşitleri nelerdir?
Diyabeti ve oluşumundaki süreci bütünüyle anlamak için diyabetin dünyasına girmek gerekir. Vücutta kan şekerinin düzenlenmesinde rol oynayan hormonların en önemlisi, pankreasın beta hücrelerinden salgılanan insülin hormonudur. Pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da üretilen hormonun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda enerjiye dönüşmesi gereken glukoz, kanda birikerek kan şekerinin yükselmesine neden olur.
Diyabetin 2 tipi vardır:
Tip I diyabet; genellikle 30 yaşından önce başlar. Hastalar, normal kiloda veya zayıftır; bu tip diyabette mutlaka insülin kullanılmalıdır. Çünkü Tip I diyabetlilerde vücutta insülin üretilmemektedir.
Tip II diyabet; genellikle 40 yaşından sonra başlar. Diyabet hastalarının büyük çoğunluğu bu tiptedir. Hastaların çoğunluğu aşırı kiloludur. İrsiyetin hastalığın oluşumunda önemli etkisi vardır; yani hastaların yakınlarında ya da yakınlarında Tip II diyabet hastası olanlarda diyabete rastlanma sıklığı yüksektir.
Gizli şeker nedir?
Tip II diyabette hastalığın gelişimi yavaş yavaş olduğundan, belirtiler başladığında hastalık genellikle en az 5 yıllıktır. Bu nedenle şekere yakalanma riski olanlar düzenli olarak kendilerini izlerlerse erken dönemde teşhis konabilir. Bazı hastalar ise hiç bir belirti göstermemekte, tesadüfen yapılan kan şeker tahlili ile tanınmaktadır.
Halk arasında gizli şeker adı ile bilinen durum ise bundan farklıdır. Gizli şeker tıpta “bozulmuş glukoz toleransı” adı ile bilinir. Şeker hastalığı değildir. Şeker yükleme testi ile tespit edilir. Kan şekeri açlıkta 100 mg/dL’yi geçmemiştir. Ancak şeker yüklemesini takiben 2. saatte ölçülen kan şekeri 140-199 mg/dL arasındadır. Bu hastaların şeker hastası olma ihtimali yüksektir.
Geleceği Kurtaralım
Dünya Sağlık Örgütü'nün geleceğin en yaygın hastalıklarından biri olacağını vurguladığı diyabet; 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kronik, komplikasyonlarla birlikte seyreden, pahalı ve halk sağlığını etkileyen ciddi bir salgın hastalık olarak tanımlanmıştır. Diyabet, yaşam kalitesini azaltan, vücudun bir çok yerini etkileyen, erken ölüme neden olabilen ve sağlık harcamalarını belirgin olarak artıran bir hastalıktır. Uluslararası Diyabet Federasyonu’na göre, 2011 yılında dünyada 366 milyon diyabetli bulunurken, bu sayının 2030 yılında 552 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
12-18 Mart 2018 tarihleri arası Pulmoner Rehabilitasyon Haftası olup,
sloganı olarak “Nefes Al, Hareket Et, Yaşadığını Fark Et” olarak belirlenmiştir.
http://www.toraks.org.tr/halk/pdfs/solunumsal-rehabilitasyon.pdf8 Şubat 2018 Perşembe
4 şubat dünya kanser günü ile ilgili eğitim verildi.
Kanser beraberinde getirdiği
sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele
gerektiren bir hastalıktır. Dünyada her yıl kansere bağlı 8.8 milyon ölüm
gerçekleşmekte ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu rakamın 14 milyona (yılda)
yükselmesi beklenmektedir.
Ülkemizde ki en son resmi
rakamlar değerlendirildiğinde bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve
67.200 kadının kanser teşhisi aldığı tahmin edilmektedir. Son 5 yıl verileri
değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış
olmadığı söylenebilir. Son verilerimizi genel olarak değerlendirdiğimizde;
* Erkeklerde en sık görülen
kanserler akciğer ve prostat kanseri iken tütüne bağlı kanserler erkeklerde
önemi önemini korumaya devam etmektedir.
* Kadınlarda en sık görülen meme
kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
* Hem erkeklerde hem de
kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanseri üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
* Çocukluk çağı
kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür.
“Dünya Kanser Günü” her yıl 4
Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını
sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen
yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla
dünya genelinde kutlanmaktadır.
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü
(UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda
dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar aşağıdaki
şekilde vurgulanmıştır;
Kanser Önlenebilir Bir
Hastalıktır;
Dünyada her geçen gün daha fazla
insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme
gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Sağlıksız yaşam
alışkanlıklarının değiştirilmesiyle kanserlerin 1/3’den fazlasının gelişimi
engellenebilir.
Kanserin önlenmesi hususunda;
alkolden ve tütün mamullerinden uzak durmak, sağlıklı beslenmek (yeterli
miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), ideal vücut ağırlığını
korumak ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak (her gün 30-40 dk yürüyüş)
oldukça önemlidir. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve
çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza
indirgenecektir.
Erken Teşhis Hayat
Kurtarır
Bütün kanserler erken belirti
vermemektedir. Yine de şüpheli belirtiler olduğu takdirde doktora başvurulması
erken teşhis olasılığını arttırmakta, bu da tedavi sürecini ve sonrasını olumlu
etkilemektedir. Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını
araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını
arttırmaktadır.
Bireyler kendi vücutları hakkında
bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik
edilmeli ve erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Çünkü erken
teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır.
Ülkemizde Yürütülen
“Kanserde Erken Teşhis” Programları
Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü
tarafınca önerilen her üç kanser için yani meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı
kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama
programları yürütülmektedir. Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için
toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık
Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser
taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim
Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 33’ü mobil olmak üzere
198 adet KETEM mevcuttur.
Meme kanseri taramaları, 40 yaşından itibaren kadın nüfusa; gelişmiş
teknolojiye sahip mamografi cihazları ile yapılmaktadır. Bundan dolayı tarama
oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla
KETEM’ler de bulunan mamografilerle ile halihazırda hizmet yürütmekte olan
mobil mamografi cihazlarının yanı sıra alınan 10 adet yeni mobil mamografi
cihazı 2016 yılı başında hizmet sunumuna başlamıştır. Yeni mobil mamografilerle
birlikte mobil mamografi sayısı toplamda 33’e ulaşmıştır. Mobil
ünitelerde ve KETEM’lerde çekilen mamografi görüntüleri Ankara’da Hacettepe
Teknokentinde kurulan raporlama merkezine online olarak aktarılmakta ve her
mamografi en az iki radyoloji uzmanı tarafından 10 gün içinde merkezi olarak
raporlanmaktadır. Aile hekimlerimizin katkısı, yeni açılan mobil ve yerleşik
KETEM’ler ile meme kanseri taramalarına katılımın her geçen gün artması
hedeflenmektedir.
Kalın bağırsak kanseri
taramaları, Dışkıda
gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip
halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser
gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları
azaltılmaktadır.Ülkemizde de KETEM’lerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 50
yaşından itibaren kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması
gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde
yapılmaktadır
Rahim ağzı kanserleri
taramaları, Son yıllardaki
bilimsel veriler serviks kanserlerinin taranmasında HPV DNA testlerinin çok
daha etkin olduğunu göstermektedir. HPV testlerinin hem duyarlılığı smeara göre
daha fazladır hem de numune alınması daha kolaydır ve testin çalışılması
aşamasında uzman bağımlılığı yoktur. Serviks kanseri üzerine yapılan çalışmalar
göstermiştir ki bu kanserden %100 e yakın oranda HPV sorumludur.
Ülkemizde de rahim ağzı kanserleri 2014 yılından itibaren HPV-DNA testi
ile taranmaya başlanmış olup, bu hizmet KETEM ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz
olarak verilmekte ve 30-65 yaş arası kadınlarımız 5 yılda bir yaptırabildikleri
bu testlerle taranmaktadırlar.
Büyük çoğunluğu önlenebilir bir
hastalık türü olan kansere karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla her yıl 4
Şubat’ta Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından dünya genelinde
kampanyalar düzenlemektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)