Kanser beraberinde getirdiği
sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele
gerektiren bir hastalıktır. Dünyada her yıl kansere bağlı 8.8 milyon ölüm
gerçekleşmekte ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde bu rakamın 14 milyona (yılda)
yükselmesi beklenmektedir.
Ülkemizde ki en son resmi
rakamlar değerlendirildiğinde bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve
67.200 kadının kanser teşhisi aldığı tahmin edilmektedir. Son 5 yıl verileri
değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış
olmadığı söylenebilir. Son verilerimizi genel olarak değerlendirdiğimizde;
* Erkeklerde en sık görülen
kanserler akciğer ve prostat kanseri iken tütüne bağlı kanserler erkeklerde
önemi önemini korumaya devam etmektedir.
* Kadınlarda en sık görülen meme
kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
* Hem erkeklerde hem de
kadınlarda bağırsak (kolorektal) kanseri üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
* Çocukluk çağı
kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür.
“Dünya Kanser Günü” her yıl 4
Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını
sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen
yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla
dünya genelinde kutlanmaktadır.
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü
(UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda
dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar aşağıdaki
şekilde vurgulanmıştır;
Kanser Önlenebilir Bir
Hastalıktır;
Dünyada her geçen gün daha fazla
insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme
gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Sağlıksız yaşam
alışkanlıklarının değiştirilmesiyle kanserlerin 1/3’den fazlasının gelişimi
engellenebilir.
Kanserin önlenmesi hususunda;
alkolden ve tütün mamullerinden uzak durmak, sağlıklı beslenmek (yeterli
miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), ideal vücut ağırlığını
korumak ve düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak (her gün 30-40 dk yürüyüş)
oldukça önemlidir. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve
çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza
indirgenecektir.
Erken Teşhis Hayat
Kurtarır
Bütün kanserler erken belirti
vermemektedir. Yine de şüpheli belirtiler olduğu takdirde doktora başvurulması
erken teşhis olasılığını arttırmakta, bu da tedavi sürecini ve sonrasını olumlu
etkilemektedir. Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını
araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını
arttırmaktadır.
Bireyler kendi vücutları hakkında
bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik
edilmeli ve erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Çünkü erken
teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır.
Ülkemizde Yürütülen
“Kanserde Erken Teşhis” Programları
Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü
tarafınca önerilen her üç kanser için yani meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı
kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama
programları yürütülmektedir. Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için
toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık
Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser
taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim
Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 33’ü mobil olmak üzere
198 adet KETEM mevcuttur.
Meme kanseri taramaları, 40 yaşından itibaren kadın nüfusa; gelişmiş
teknolojiye sahip mamografi cihazları ile yapılmaktadır. Bundan dolayı tarama
oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla
KETEM’ler de bulunan mamografilerle ile halihazırda hizmet yürütmekte olan
mobil mamografi cihazlarının yanı sıra alınan 10 adet yeni mobil mamografi
cihazı 2016 yılı başında hizmet sunumuna başlamıştır. Yeni mobil mamografilerle
birlikte mobil mamografi sayısı toplamda 33’e ulaşmıştır. Mobil
ünitelerde ve KETEM’lerde çekilen mamografi görüntüleri Ankara’da Hacettepe
Teknokentinde kurulan raporlama merkezine online olarak aktarılmakta ve her
mamografi en az iki radyoloji uzmanı tarafından 10 gün içinde merkezi olarak
raporlanmaktadır. Aile hekimlerimizin katkısı, yeni açılan mobil ve yerleşik
KETEM’ler ile meme kanseri taramalarına katılımın her geçen gün artması
hedeflenmektedir.
Kalın bağırsak kanseri
taramaları, Dışkıda
gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip
halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser
gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları
azaltılmaktadır.Ülkemizde de KETEM’lerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 50
yaşından itibaren kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması
gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde
yapılmaktadır
Rahim ağzı kanserleri
taramaları, Son yıllardaki
bilimsel veriler serviks kanserlerinin taranmasında HPV DNA testlerinin çok
daha etkin olduğunu göstermektedir. HPV testlerinin hem duyarlılığı smeara göre
daha fazladır hem de numune alınması daha kolaydır ve testin çalışılması
aşamasında uzman bağımlılığı yoktur. Serviks kanseri üzerine yapılan çalışmalar
göstermiştir ki bu kanserden %100 e yakın oranda HPV sorumludur.
Ülkemizde de rahim ağzı kanserleri 2014 yılından itibaren HPV-DNA testi
ile taranmaya başlanmış olup, bu hizmet KETEM ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz
olarak verilmekte ve 30-65 yaş arası kadınlarımız 5 yılda bir yaptırabildikleri
bu testlerle taranmaktadırlar.
Büyük çoğunluğu önlenebilir bir
hastalık türü olan kansere karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla her yıl 4
Şubat’ta Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından dünya genelinde
kampanyalar düzenlemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.